Marmara depremi olarak da anılan deprem özellikle İzmit, Adapazarı, Yalova ile İstanbul, Bursa ve Eskişehir'in bir kısmı ile Düzce, Gölyaka, Cumayeri, Çilimli ve Gümüşova ilçelerinde can ve mal kaybına neden oldu. 17 Ağustos deprem felaketinde bölgemizde en fazla can ve mal kaybı Düzce, Gölyaka, Cumayeri, Gümüşova ve Çilimli ilçelerinde meydana geldi. Toplam 270 kişinin hayatını kaybettiği depremde 685 kişi enkaz altından kurtarıldı. 1.157 kişi de yaralanarak çeşitli hastanelerde tedavi altına alındı.

Birinci derecede deprem kuşağında olan ilimizde bir daha deprem yaşamamak ya da olası deprem durumunda can ve mal kaybına uğramamak en büyük temennimizdir. Bunun için hepimize düşen görevler vardır. Öncelikle ve özellikle 'deprem öldürmez bina öldürür' sözünü aklımızdan çıkarmayarak hem kamu hem de özel sektör olarak yapacağımız tüm binaların kanun, tüzük ve yönetmeliklerin öngördüğü standartlara uygun olarak yapılmasını sağlamaktır. Depremle yaşamasını öğrenmek, yaşadığımız alandaki binaları depreme dayanıklı hale getirmek ve yaşadığımız yüzyılın bilimsel verileri ışığında sahip olduğumuz bilgi, birikim ve teknolojiyi kullanarak tedbirlerimizi almamız, kurumlarımızla ve vatandaşlarımızla bir bütünlük içerisinde her zaman hazırlıklı olmamızdır. Yaşanan büyük acıdan ders çıkararak, buna uygun hareket etmeliyiz. Doğal afetler elbette engellenemez ancak alınacak tedbirler ve oluşturulan bilinç ile zararlarını en aza indirebileceğimize inanıyoruz. Bu vesileyle, 17 Ağustos Marmara depreminin 19’uncu yıldönümünde, böyle bir acının ülkemizde ve dünyada bir daha yaşanmamasını temenni ediyor, depremde kaybettiğimiz deprem şehitlerimizi rahmetle anıyor, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyoruz.