Düzce Organize Sanayi Bölgesi

Haberler

Vergide reform beklentisi
Haberler

Vergide reform beklentisi

COVID-19 krizinin, yaratmış olduğu tahribat

TÜRMOB Başkanı Emre Kartraloğlu, vergide reform beklentilerine ilişkin  bir yazı kaleme aldı. Kartaloğlu, "Vergi sistemimizin sade, anlaşılabilir bir yapıda olması, vergi yasalarının hukukun genel kurallarına uygun olması ve vergi adaletinin sağlanması temel reform beklentimizdir" ifadesini kullandı.

COVID-19 krizinin, yaratmış olduğu tahribat en fazla sağlık sistemi ile ekonomi alanında yaşandı. Virüsün yayılmasına karşı alınan tedbirlerin ekonomide çarkları yavaşlatması, tüketimdeki keskin düşüş ve birçok işyerinin kapatılması nedeniyle işletmeler ciddi anlamda sorunlarla karşı karşıya kaldı. Çarkların yavaşlaması, iş yerlerinin kapanması ve tüketimdeki keskin düşüş vergi gelirlerini önemli ölçüde etkileyerek, kamu mali dengesinin bozulmasına neden oluyor.

Zor dönemler, geleceği şekillendirmek için yenilikleri de beraberinde getirebilir. Bu yüzden Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın reform çağrısını yarınları şekillendirmek adına anlamlı ve yerinde buluyorum. Bu çağrının oluşturduğu beklentinin mutlaka karşılık bulması gerekiyor. Pandeminin yaratmış olduğu tahribatı giderebilmek, yarınlara umutla bakabilmek için yapısal reformları, adaletten ekonomiye, gelir dağılımından vergiye kadar her alanda gerçekleştirmeliyiz.

OECD gelir istatistikleri ve öncü göstergeleri vergi gelirlerinde keskin düşüşler yaşanacağını gösteriyor. Böylesi bir dönemde Türk vergi sistemini, ekonomik gelişimin önünü açan, teknolojik gelişmeleri kavrayan, aksaklıkları ortadan kaldıran reform sürecine tabi tutarak şekillendirmek büyük yarar sağlayacaktır.

Türkiye’de halen yürürlükte olan temel vergi yasalarının büyük çoğunluğu 1950 ve 1960’lı yıllarda yürürlüğe girmişlerdir. Daha sonra çeşitli tarihlerde bu yasalarda önemli değişiklikler yapılmıştır.

Bu kapsamda, Türkiye’de mevcut vergi yasaları günümüz Türkçesi ile daha sade bir dille ve günümüzün iktisadi uygulamalarını kavrayacak, ekonomik gelişimi teşvik edecek şekilde yeniden yazılmalıdır.

Türk Vergi sistemi, gelişmiş ülkelerin vergi sistemlerine kıyasla toplanan vergilerin GSYH’ye olan oranın düşük olduğu ve vergi gelirlerinin dolaysız vergilerden ziyade dolaylı vergilere dayandığı bir görünüme sahiptir. Bu durumda Türk vergi sisteminin, vergi adaletini sağlayamadığı rahatlıkla söylenebilir. Çünkü dolaysız vergiler, gelirden bağımsız olarak harcamalara dayandığı için vergi adaletini sağlamada yetersiz kalmaktadır.

Vergi sistemimizin sade, anlaşılabilir bir yapıda olması, vergi yasalarının hukukun genel kurallarına uygun olması ve vergi adaletinin sağlanması temel reform beklentimizdir.

Belge ve kayıt düzeni tüm mükellef grupları için zorunlu hale getirilerek, vergi kayıp ve kaçağı asgari düzeye indirebiliriz. Kayıp ve kaçağı teşvik eden, vergi sistemimizi bozan düzenlemeleri kaldırmamız gerekiyor.

Uygulamada yaşanan sıkıntı ve sorunları çözmenin yanı sıra çözüm önerilerimizle birlikte, vergide adaleti sağlayan, sorunları çözen ve ülkemizin gelişimine katkı sunan bir vergi reformunu gerçekleştirebiliriz.

TÜRMOB uygulamadan gelen birikim ve deneyimi ile vergi sisteminin pandemi sonrası ortamın zorluklarını karşılaması için her türlü katkıyı vermeye hazırdır. Toplumsal bir talep haline gelen, adalet, ekonomi ve vergi reformlarının beklentileri karşılayacak şekilde mutlaka gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Dijital platformlar için AB’de yeni vergileme kuralları

Pandemi döneminde internetin bireylerin yaşamındaki yeri ve önemi konusu, öncesine göre daha farklı ve vazgeçilemez bir konuma geldi. Artık iş yaşamında iş görüşmeleri ve toplantılar dijital ortamlarda yapılırken, eğitim hayatında dersler çevrimiçi yapılıyor, sempozyum, çalıştay gibi etkinlikler dijital ortama taşınıyor, evde daha çok vakit geçirilmesi dolayısıyla dijital ortamda sağlanan film, dizi ve müzik platformlarının müşteri sayıları ve bu platformlarda geçirilen zaman süresi artıyor. Bu gelişmelere bağlı olarak internet ortamında yapılan satışlar da önemli ölçüde artıyor.

Bu tür etkinliklerin mekân ile bağlantısının koparılması, bu faaliyetlerin ülkelerin siyasi sınırlarıyla bağlı olmaksızın daha küresel düzeyde gerçekleşmesi sonucunu doğuruyor. Bu ise dijital ortamda gerçekleşen işlemlerin vergilendirilmesiyle ilgili sorunların artmasına ve dolayısıyla devletlerin bunlarla ilgili çözüm arayışlarının artmasına neden oluyor. Bu konuda devletler, OECD ve AB gibi kuruluşların çatısı altında bir araya gelerek sorunlarını çözmeye çalışıyorlar.

Bu kapsamda, 1 Aralık 2020 tarihinde yapılan AB Ekonomik ve Mali İşler Konseyi (ECOFIN) toplantısında, dijital platformların vergilendirilmesinde idareler arasında iş birliğinin ve bilgi paylaşımının arttırılması konusunda teknik düzeyde uzlaşmaya varıldı.

Bu önerinin arka planı, Avrupa Konseyinin geçtiğimiz Temmuz ayında dijital platformlarla ilgili AB vergi saydamlığı düzenlemelerini genişleten ve dijital platform sağlayıcılarına platform üzerinden satış yapanların elde ettikleri gelirlere ilişkin bilgi verme zorunluluğu getirilmesine ilişkin bir Konsey Direktifi önerisinde bulunmasına dayanıyor. Böyle bir düzenleme getirilmesinin amacı ise bu bilgilerin üye devletlerarasında paylaşılmasıyla birlikte vergi idarelerinin dijital platformlar üzerinden mal ve hizmet satışları üzerinden sağlanan gelirlerin doğru beyan edilip edilmediğini kontrol etme olanağına sahip olmaları olarak belirtildi.

Düzenlemenin, İdari İş birliği Direktifinin (DAC) vergi alanı bölümünde yapılması öngörülüyor.

Bu değişiklik sadece AB’de faaliyette bulunan platform sağlayıcılarını değil, AB dışından ticari faaliyette bulunan kişileri de ilgilendiriyor. Raporlanması gereken faaliyetler mal satışı, kişisel hizmetler, taşınmaz kiralaması, herhangi bir ulaşım türünün kiralanması gibi faaliyetlerden oluşuyor. Bu yönüyle konu, Türkiye’de yerleşik kişilerin AB üyesi ülkelerdeki bu kapsamdaki faaliyetlerini de ilgilendiriyor. Aslında Avrupa Konseyi’nin önerileri temellerini OECD’nin Platform Operatörleri İçin Raporlama Model Kuralları’ndan alıyor.

Raporlama sorumluluğu, AB içi ve dışında gerçekleşen ticari faaliyetleri kapsıyor. Platform sağlayıcılar gerçekleşen satışlarla ilgili ödeme bilgilerini, satıcılardan almak, doğruluğunu teyit etmek ve daha sonra bu bilgileri vergi idareleri ile paylaşmak zorundalar. Daha sonra vergi idaresinin, bu bilgileri ilgili ülke vergi idareleri ile paylaşması ve bu idarelerin, mükelleflerin beyanlarının doğru olup olmadığını kontrol etmeleri öngörülüyor. Platform sağlayıcıların bu bilgileri üçer aylık dönem halinde ve son dönem içinde en çok 31 Ocak tarihine kadar vergi idaresine sağlaması gerekiyor.

AB üyesi dışındaki platform sağlayıcıların ise DAC7 kuralları çerçevesinde bir üye ülke belirleyerek kayıt olmaları ve Raporlamalarını bu vergi idarelerine yapmaları gerekiyor.

Vergi idareleri arasında bilgi değişiminin, yıllık bazda en geç raporlama yılını izleyen iki ay içerisinde otomatik olarak gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Satıcıların bilgileri, dijital platform sağlayıcılara vermemesi durumunda, ya satıcının hesabının kapatılması ya da yapılan ödemelerden kesinti yapılması öngörülüyor. Avrupa Parlamentosunun bu düzenlemeyi önümüzdeki günlerde kabul etmesi ve uygulamanın 1 Ocak 2023 tarihinden itibaren başlaması bekleniyor.



İletişim Bilgilerimiz